Eskişehir Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü
Eskişehir Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü
Eskişehir Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü
Eskişehir Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü
 
 
 
0-6 Yaş Çocuk Evleri Sitesi Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) Halis Toprak Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasy Çocuk Evleri Koordinasyon Merkezi Çocuk Evleri Sitesi Müdürlüğü 80. Yıl Halis Toprak Çocuk Evleri Sitesi Müdürlüğü Hacı Süleyman Çakır Huzurevi YBRM Maide Bolel Huzurevi Safiye Gönül Bayar Huzurevi Yetişkin Zihinsel Engelli Kadınlar Bakım ve Rehabi Odunpazarı Sosyal Hizmet Merkezi Tepebaşı Sosyal Hizmet Merkezi Özel Kreş ve Gündüz Bakımevlerimiz Özel Çocuk Kulüplerimiz Özel Huzurevleri ve Yaşlı Bakım Merkezlerimiz Özel Engelli Bakım Merkezlerimiz
 
 
Ana Sayfa  
İletişim  




 

Tip 2 Diyabette Cerrahi Tedavi mümkün mü?
2.04.2025 

Obezite cerrahisi, tip 2 diyabetin tedavisinde son yıllarda giderek daha fazla tercih edilen bir yöntem haline geldi. Peki bu yöntemler güvenli mi, riskleri neler, ameliyat sonrası süreçte hastaların nelere dikkat etmesi gerekir?

Tüp mide, gastrik bypass ve transit bipartisyon gibi cerrahi işlemlerin tip 2 diyabetin tedavisindeki etkilerine değinen Dr. Taha Klinik Hekimlerinden Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Şükrü Aslan, “Hangi ameliyatın uygulanacağı, hastanın durumu ve klinik değerlendirme doğrultusunda belirlenmeli. Ancak tüm bu yöntemler, diyabetin cerrahi tedavisinde oldukça etkili. Uygun hastalara yapılabilen Transit bipartisyon ameliyatı, önceki cerrahi prosedürlerin iyileştirilmesi ve kombine edilmesi ile geliştirilmiş bir ameliyattır. Bu yöntemle bir taraftan tüp mide ameliyatı gibi mide küçültülürken, diğer yandan gastrik bypass ameliyatındaki gibi gıdaların daha hızlı ince bağırsakların sonuna ulaşması sağlanır. Böylece oluşturulan metabolik etkilerle tip 2 diyabet hastalarına fayda sağlanmış olur.” Dedi.

Kronik hastalıklara olumlu etkisi kanıtlandı

Obezite cerrahisinde kilo kaybı sağlamanın yanında hastaların kronik hastalıkları üzerindeki olumlu etkilerinin varlığına dikkat çeken Dr. Şükrü Aslan, “Tip 2 diyabet, hipertansiyon, uyku apne sendromu gibi hastalıklar çoğu zaman obeziteyle ilişkilidir. Hastalar kilo verdiklerinde, sadece obeziteden değil, diyabet, hipertansiyon ve eklem problemleri gibi hastalıklardan da kurtulma şansı elde edebilirler.

Ayrıca yıllarca diyet ve egzersizle kilo vermeye çabalayan ancak bu konuda başarılı olamayan hastalar için obezite cerrahisi gündeme gelebiliyor. Özellikle tüp mide ve gastrik bypass gibi işlemler, hastaların metabolik sağlıkları üzerinde olumlu etkiler yaratabiliyor ve çoğu zaman diyabet tedavisinde ilaç kullanımını büyük oranda ortadan kaldırabiliyor.” ifadelerini kullandı.

Ameliyat sonrası süreçte dikkat edilmesi gerekenler

Ameliyat sonrası iyileşme süreci ile ilgili de bilgi veren Dr. Aslan, “Literatür, tüp mide ve safra kesesi ameliyatlarının risklerinin artık birbirine yakın olduğunu belirtiyor. Eğer klinik deneyim yeterliyse, riskler genellikle hastanın obezite durumu ile doğru orantılı olarak artar. Laparoskopik cerrahi teknikler, hastalar için büyük bir avantaj sağlıyor. Kısa süren ameliyatlar, hızlı iyileşme, tokluk hissi ve düzenli diyetle kilo kontrolü gibi faktörler, obezite cerrahisinin önemli artılarındandır. Öte yandan obezite cerrahisi sonrasında hastaların en çok karşılaştığı zorluklardan biri de, alışkanlıklarının değişmesidir. Hastalar, ameliyat sonrası küçük mide hacmi ile daha az yemek yediklerinden ve ameliyatın metabolik etkilerinden dolayı iştahları genellikle azalır. Ancak bazı hastalarda ‘bu kadar az yemek insana yeter mi’ şeklindeki düşüne yapısı ve çevre baskısı ile bazı hastalarda psikolojik yemek yeme isteği, süreci olumsuz yönde etkileyebilir. Bu yüzden, hastaların diyetisyen ve doktor kontrolünde, önerilen miktarlarda beslenmeleri oldukça önemlidir. Aynı zamanda yapılan tedavinin kişiden kişiye farklı sonuçlarla neticeleneceğinin bilinmesi gerekir ve hastalar başka hastalar ile asla kendilerini kıyaslamamalıdır.” Şeklinde konuştu.

Önemli olan, yaşam boyu sağlıklı beslenme alışkanlıklarını sürdürebilmektir.

Hastaların genellikle ameliyat sonrası kendilerini daha iyi hissettiğini belirten Dr. Aslan, "Bazı hastalar, kilo verme sürecinde işler iyi giderken ‘acaba bundan da yesem bir şeyler olur mu’ düşüncesi ile çeşitli kaçamaklar yapabilmekte, 'Ben bunlardan da yedim, bir şey olmadı, kilo almadım' gibi düşüncelerle, eski alışkanlıklarına geri dönebilmekteler. Ancak bu tür kaçamaklar, tekrar kilo alma riskini beraberinde getirir. Önemli olan, yaşam boyu sağlıklı beslenme alışkanlıklarını sürdürebilmektir. Obezite cerrahisi, yalnızca kiloların kontrol altına alınmasını sağlamaz, aynı zamanda hastaların hayat kalitesini artırır ve obeziteye bağlı kronik hastalıkların riskini büyük oranda azaltır.” Şeklinde bilgi Verdi.

Gönderen: journal
5532 defa okundu 
 


Sağlık
Eskişehir’de Kanserle Mücadelede Önemli Adımlar
Eksozom Kök Hücre Nedir?
KARACİĞER KANSERİNDE TARE YÖNTEMİ UMUT OLUYOR!
Bahar Alerjisinde Göz Ovalamak Körlüğe Yol Açıyor
Çocuklarda Karın Ağrısı: Masum Bir Şikâyet Mi, Yoksa Ciddi Bir Hastalığın Habercisi Mi?

 

 
 
  Ziyaretçi: 331581 - Hit: 338711