Burs Başvurularında Yeni Dönem: Sosyal Medya Kriteri Tartışma Yarattı
Burs veren kurumlar, öğrencilerin sadece not ortalamaları ve gelir durumları yerine, artık sosyal medya hesaplarını da incelemeye başladı. Bu yeni yöntem, bursun gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını sağlamak hedefiyle getirilse de, öğrenciler arasında ciddi tartışmalara yol açtı.
Gerekçe: Sahte Beyanları Engellemek
Sosyal medya incelemesini destekleyen öğrenciler, bu yöntemin en büyük faydasının "sahte beyanları önlemek" olacağını düşünüyor. Bazı öğrenciler, lüks mekanlarda vakit geçirip ülke ülke gezerken sosyal medyada bu paylaşımları sergilemelerine rağmen, sahte evraklarla mağduriyet hikâyeleri yazarak burs aldıklarını belirtiyor.
Özel Hayat ve Haksızlık Endişesi
Yönteme karşı çıkan öğrenciler ise, uygulamanın özel hayata müdahale olduğunu savunuyor ve burs kararlarının etkilenebileceği endişesini taşıyor. Öğrencilerin endişelendiği başlıca konular şunlardır:
-
Siyasi görüş veya dini paylaşımlar nedeniyle haksız yere elenme riski.
-
"Lüks hayat paylaşan burs almasın" görüşü mantıklı bulunsa da, "fakir olup sosyal medyası boş olanların da elenebileceği" yönünde adalet kaygıları.
Bazı burs veren kurumlar, bu incelemeyi adaya söylemeden yaparken, bazıları ise başvuru formunda sosyal medya hesaplarını açıkça talep ediyor. Hatta kilitli hesapların görüntülenebilmesi için adayın, kurumun sosyal medya hesaplarından en az birini takibe alma şartı getirdiği dahi belirtiliyor.
İş Dünyasındaki Benzer Eğilim
Sosyal medya incelemesi, aslında iş dünyasında uzun süredir kullanılan bir yöntemdir. ABD merkezli CareerBuilder'ın araştırmasına göre:
-
İşverenlerin yüzde 70’i işe alım yapmadan önce adayların sosyal medya profillerini inceliyor.
-
İşverenlerin yüzde 54’ü bu hesaplardaki içerikler nedeniyle bir adayı işe almaktan vazgeçtiğini belirtiyor.
Burs veren kurumlar da benzer bir yaklaşımla, mali yardımın gerçekten ihtiyacı olan kişilere ulaşmasını sağlamak amacıyla bu yöntemi kullanmaya başlamış durumda. |
