2 Michelin yıldızına sahip tek Türk Şef Fatih Tutak’tan söyleşi

Anadolu Üniversitesi Eskişehir Meslek Yüksekokulu (EMYO) Aşçılık Programı tarafından düzenlenen ve moderatörlüğünü Yüksekokul Müdür Yardımcısı Öğr. Gör. Dr. Gökhan Şallı’nın üstlendiği “Geleceğe İlham Veren Buluşmalar Serisi”, 2 Michelin Yıldızlı tek Türk şef Fatih Tutak’ın katılımıyla Anadolu Üniversitesi Öğrenci Merkezi Yunus Emre Salonu’nda gerçekleştirildi. Etkinliğe EMYO Müdürü Doç. Dr. Osman Güldemir, Müdür Yardımcısı Öğr. Gör. Dr. Emrah Yıldız, öğretim üyeleri ve öğrenciler katılım sağladı.

Tutak: “Restoranın ismini ‘Türk’ koymak çok ağır bir yüktü”

Aşçılık eğitiminden sonraki kariyer sürecini ve kurduğu restoranlardaki deneyimlerini katılımcılarla paylaşan Şef Fatih Tutak şunları söyledi: “Eğitim hayatımı tamamladıktan sonra yaklaşık 16 yıl Uzak Doğu’da çalıştım. Ardından ani bir kararla ülkeme geri döndüm. Türk mutfağı için bir şeyler yapmak istiyordum. Kuracağım yeni restoranın menüsünü hazırlarken, sunumun her sayfasında ‘Türk’ kelimesi geçiyordu. Türk kelimesinin bu kadar sık kullanılması dikkatimi çekti. Sonra dedim ki, neden restoranın ismi basit ve sade bir şekilde ‘Türk’ olmasın? Ancak restoranın ismini ‘Türk’ koymak çok ağır bir sorumluluktu. Bu yükün altından kalkabilmek için her şeye büyük bir özen gösterdik.”

Tutak: “Yemek yapmak bir kimya, bir sanattır”

Aşçılığın yalnızca mutfakla sınırlı kalmadığını vurgulayan Tutak, şöyle konuştu:
“Bu topraklarda inanılmaz bir tarih, kültür ve geçmiş yatıyor. Buradaki kaos ve çokkültürlülük beni besliyor. Bizi biz yapan, hatıralarımız ve çocukluğumuzdur. İstanbul’a döndüğümde kendimi buldum. Her yerden ilham alabilirim ama bu ülkenin bana verdiği ilham, hiçbir şeyle kıyaslanamaz. Ayrıca bir restoran açabilmek için sadece yaratıcı yemek yapmayı bilmek, misafirperver olmak ya da matematikten anlamak yetmez. Bir aşçının çok yönlü bilgiye, birikime ve deneyime sahip olması gerekir. Bu birikimler, sanatın ve bilimin pek çok alanını kapsar. Çünkü yemek yapmak bir kimya, bir sanattır. Servis yapmak, misafirleri ağırlamak büyük bir sanattır; çokça özveri ve tutku ister. O nedenle restoranda kullandığımız ekipmanlar, menü, logo, isim, koku, ışık, müzik… Bunların hepsi bir bütündür.”

Tutak: “Her sabah işe değil, oyun oynamaya gidiyorum”

Konuşmasında aşçılık bölümü öğrencilerine tavsiyelerde de bulunan Şef Tutak, sözlerine şöyle devam etti: “Teknolojiye çok fazla aldanmayın. Yaptığınız işi zamana yaymanız gerekiyor. Her şeyi çok hızlı yapmaya çalışmak, sizi hataya sürükleyebilir. Bu yüzden sabırlı olmanız şart. Gençlerdeki en büyük eksik, sabırsızlık. Aslında yemek yaparken bir nevi oyun oynuyorsunuz. Ben her sabah kalktığımda işe değil, oyun oynamaya gidiyorum. Restorana gittiğimde, oradaki ekip arkadaşlarımı oyun arkadaşlarım olarak görüyorum. Birlikte oynuyor, üretiyoruz. Dolayısıyla çalıştığınız işi eğlenceli hale getirmek tamamen sizin elinizde.”

Şef Fatih Tutak’ın konuşmasının ardından, Yüksekokul Müdür Yardımcısı Öğr. Gör. Dr. Gökhan Şallı’nın moderatörlüğünde söyleşi kısmına geçildi. Etkinliğin sonunda katılımcıların sorularını yanıtlayan Tutak’a, EMYO Müdürü Doç. Dr. Osman Güldemir tarafından teşekkür belgesi ve hediye takdim edildi.

Haber: Begüm İlke YILMAZ - Ayşenur ÖZ