14.11.2024 |
İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, 8 Kasım Dünya Şehircilik Günü dolayısıyla bir açıklama yaptı ve medeniyetin simgesi olarak gösterilen şehirlerin sürdürülebilirliğe hizmet etmesi gerektiğine dikkat çekti. Küresel ısınmanın tetiklediği aşırı hava olaylarının şehirlerdeki yaşamı tehdit ettiğini hatırlatan Emrullah Eruslu, “Şehirlerin yüksek karbon salınımının önüne geçmek ve daha az enerji harcayan yerler haline getirmekte hepimize sorumluluk düşüyor. Depremlerde yıkılmayacak, enerji verimli, sağlıklı ve konforlu binalara sahip şehirler için yalıtım uygulamalarının titizlikle uygulanması gerekiyor” dedi. Arjantin’de bir şehircilik seferberliği düşüncesiyle ortaya konulan Dünya Şehircilik Günü, daha ideal şehirlere ulaşmak için tüm dünyada her yıl 8 Kasım’da kutlanıyor. İklim krizi ile mücadele edilen günümüz dünyasında sürdürülebilir ve yaşanabilir şehir anlayışı giderek yükselen bir trend olarak dikkat çekiyor. Yalıtım uygulamalarının sürdürülebilir bir yaşam ve şehirleşme için vazgeçilmez olduğunu belirten İZODER-Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu, şunları söyledi: “Şehirleri sadece binalar yığını olarak düşünemeyiz. Medeniyeti de temsil eden şehir kültürü, binalarını da bu medeniyet anlayışıyla inşa etmek zorunda. Bu anlayış; sürdürülebilir, enerji verimli, güvenli ve konforlu yapıların yükseldiği bir şehirleşmeyi öngörür. Sürdürülebilir şehirler de ancak kurallara uygun yalıtıma sahip binalarla mümkün olabilir.” Türkiye’deki binaların yüzde 75’inde yalıtım yok Türkiye’de 10 milyondan fazla bina, 30 milyonu aşan hane bulunduğunu dile getiren İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, “Söz konusu bu binaların sadece yüzde 25’i yalıtımlı iken yüzde 75’lik büyük bir bölümü yalıtımsızlık nedeni ile gereğinden fazla enerji tüketiyor. Enerjimizin yaklaşık yüzde 70’ini doğalgazımızın ise yüzde 99’unu ithal ediyoruz. Ülkemizde kullanılan toplam enerjinin yüzde 32,7’si binalarda tüketilirken bunun da yüzde 80’inini kışın ısınma, yazın ise soğutma için kullanıyoruz. 2023 yılında enerji ithalatı faturamız yaklaşık 70 milyar dolar oldu. Oysa tüm binalarımız yalıtımlı olsaydı enerji faturalarımız yarı yarıya düşerdi. Böylece ülkemizin enerji için harcadığı bedel çok daha az olurdu” diyerek açıklamalarına devam etti. Yalıtımla daha az enerji harcayan yapılar şehirlerin yaşam konforunu artırıyor Gelişmiş ülkelerde binalarda enerji verimliliğini sağlamak amacıyla pek çok adımın atıldığına değinen Eruslu, “AB’de 2019 yılından bu yana yeni kamu binalarının tümü, 2020 yılı başından itibaren ise tüm yeni binalar neredeyse sıfır enerjili olarak yapılıyor. Enerji israfımız gelişmiş ülkelere bakınca 3 ila 5 kat daha fazla. Örneğin; Almanya ile aynı iklim koşullarına sahip Ankara’da her katta iki dairenin olduğu beş katlı iki binayı kıyasladığımızda; Almanya 30 kW (birim metrekare/yıl) enerji tüketirken, Ankara’daki bina 170 kW (birim metrekare/yıl) enerji harcıyor. Binalarda Isı Yalıtımı Kuralları Standardı TS 825’in revizyonu bu noktada büyük önem taşıyor. Daha az enerji harcayan yapılar karbon salınımını da düşürerek şehirlerdeki yaşam konforunu artırıyor” dedi. Tüm yeni yapıların nSEB konseptinde inşa edilmeleri önemli Ülkemizde 1 Ocak 2023 tarihinden itibaren Neredeyse Sıfır Enerjili Binalara (nSEB) geçişin başladığını söyleyen Emrullah Eruslu, “Asgari enerji performansı ‘B’ olan nSEB binalar, diğer binalara göre cephelerde en az 2-3 cm, çatılarda en az 4-6 cm, döşemelerde en az 2 cm daha kalın yalıtıma ve ısı yalıtım değerleri iyileştirilmiş pencerelere sahip olduklarından enerji verimliliğine önemli ölçüde katkı sağlıyor. Tüm yeni yapılan binaların nSEB konseptinde inşa edilmeleri çok önemli” şeklinde konuştu. Kentsel dönüşüm ısı, su, ses ve yangın yalıtımı uygulamaları için önemli bir fırsat Kentsel dönüşümün ısı, su, ses ve yangın yalıtımı uygulamalarının yapılacağı doğru bina inşası için çok önemli bir fırsat olduğunu vurgulayan İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, açıklamalarını şu sözlerle bitirdi: “Korozyonu önleyerek binaların deprem gibi dış etkenlere karşı ayakta kalmasını sağlayan su yalıtımı, güvenli yapılaşmada hayati önem taşıyor. Bir diğer önemli yalıtım uygulaması olan ses yalıtımı, şehir hayatının en büyük sorunlarından biri olan gürültü kirliliğine karşı alınabilecek tedbirlerin başında geliyor. Yangın riskinin yüksek olduğu şehirlerimizde, yangın çıktığında binanın en hızlı ve güvenli bir biçimde terk edilmesini yangın yalıtımı uygulamaları sağlıyor. Bina tasarım ve yapım süreçlerinin en önemli güvenlik bölümlerinden biri olan yangın yalıtım uygulamalarının şehirlerimizde yeni bina ve renovasyon çalışmalarının bir parçası olması büyük önem taşıyor. Doğru kentleşme için tüm binalarda ısı, su, ses ve yangın yalıtım uygulamalarının doğru yapılmasının önemini bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.” |
Gönderen: journal 729 defa okundu |
Son Haberler | |
ESTÜ’de öğrencilere moral etkinliği | |
LGS Merkezî Sınavına Yönelik Yeni Örnek Soruları Yayımlandı | |
Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde Yenileme Çalışmaları Başladı | |
Ormanlarımız Her Mevsim Ayrı Güzel | |
Prof. Melike Taşcıoğlu Vaughan Uluslararası Tasarım Konseyi Başkanı seçildi | |
“Demir Yolunda Gül Buldum” Bir Göç Hikayesinin Sergisi | |
Türk Halkının Yüzde 63,3’üne Göre Komşuluk Artık Eskisi Kadar Güçlü Değil! | |
Anadolu Üniversitesinde bakım, onarım ve yenileme çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor | |
Elektronik sigara gençleri tehdit ediyor, kanser riskini arttırabiliyor! | |
OMURGA KEMİK METASTAZINDA YENİ GELİŞMELER HAYAT KURTARIYOR! | |