Kentsel Dönüşüm mü, Kentsel Kaçış mı? 12 Yılda 12 Dairelik Çöküş

Kentsel dönüşüm; sadece binaları değil, umutları da yeniden inşa etme vaadiyle yola çıkmış bir süreçtir. Ancak Eskişehir’de, bu süreç adeta bir yıkım hikâyesine dönüşmüş durumda. 12 yılda 12 daire… Rakamlar, Eskişehir’deki kentsel dönüşümün sembolü haline geldi. Daha doğrusu, dönüşemeyen, bekletilen, çürümeye terk edilen bir zihniyetin özeti.

2010 yılında başlayan kentsel dönüşüm çalışmaları, aradan geçen yıllar boyunca ne bir plan bütünlüğü, ne kurumsal bir koordinasyon ne de siyasi irade ile yönetilebildi. Gündoğdu, Emek, Yenidoğan ve Erenköy mahalleleri dönüşüm alanı ilan edildi; ardından top, 2013’te Odunpazarı Belediyesi’ne atıldı. Ancak geçen 3.5 yıl boyunca dosya raflarda tozlandı.

2016’da sunulan planlar, teknik eksiklikleri nedeniyle Büyükşehir Meclisi’nden geri döndü. Ardından bakanlık devreye girdi, alan “riskli bölge” ilan edildi. Ama yine plan yok, proje yok, inşa yok. Sadece siyasi polemikler ve sorumluluk kaçışları…

CHP’li belediyelerin, yıllardır "yetki bizde değil" bahanesinin arkasına saklanması bir yönetim zaafıdır. Bu süreçte Eskişehir halkına düşen ise deprem kaygısıyla yaşamak, "riskli alan" denilen bölgelerde oturmaya devam etmek oldu. Üstelik tüm bu süre zarfında yalnızca 12 daire üretildi. Şaka gibi ama gerçek.

Kentsel dönüşüm gibi hayati bir konuda "kibritle baraj yapar" misali ilerleyen bu zihniyetin, hâlâ siyasi rant peşinde koşması, kentin ve halkın geleceğini umursamayan bir anlayışı gözler önüne seriyor. Belediyecilik, yalnızca sosyal medya iletişiminden ve görsel algı oyunlarından ibaret değildir. Şehri yönetmek, binaları sağlamlaştırmak, insanlara güvenli bir gelecek sunmakla olur.

Bugün hala “biz değil, bakanlık yapsın” deniyorsa; burada yönetim sorunu değil, yönetmeme tercihi vardır. Unutmayalım ki, bir gün o beklenen büyük deprem geldiğinde; hangi partiyi desteklediğimiz değil, hangi binada oturduğumuz hayatımızı belirleyecek.

Kentsel dönüşüm lafta değil, temelde başlamalı. Artık yetki tartışmalarını değil, kolonları konuşalım. Zira bu şehir polemik değil, proje bekliyor.

Teyfik Nezen