5.05.2025 |
![]() Son günlerde sosyal medyada küçük ama etkili bir karşılaştırma dikkatimi çekti. Bir yurttaş, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ile Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce’nin sosyal medya sayfalarını yan yana koymuş. Kısa ama çok şey anlatan bir gözlemde bulunmuş: “Bir tarafta şehrine yatırım yapan bir başkan, diğer tarafta festivalden festivale koşan bir başkan.” Bu satırlar bana bir süredir içimde taşıdığım bir hissi tekrar hatırlattı: Eskişehir’de belediyecilik artık derinlikten uzaklaştı, yüzeyde geziniyor. Şehir bir süredir makyaj yapıyor ama alt yapısını unuttu. Eskişehir, 2000’li yıllarda “örnek şehir”, “Avrupa kenti” gibi sıfatlarla anıldı. Gerçekten de o dönem yapılan bazı büyük projeler —tramvay, Porsuk çevresi düzenlemesi, kent parkları— Türkiye’de şehircilik açısından çığır açıcıydı. Ancak zaman ilerledikçe, bu ivmenin yerini bir kısır döngü aldı. Proje üretmekten çok, geçmiş başarıların üzerine yatmak ve PR yapmak öne çıktı. Bugün belediyenin resmi sosyal medya hesaplarına baktığınızda, karşınıza çıkan ilk görseller şenlik açılışları, dans gösterileri, söyleşiler, kültür-sanat etkinlikleri… Elbette kültür-sanat şehir yaşamının vazgeçilmezidir. Ancak bir kentin kültürel canlılığı, fiziki sorunları örtemez. Mesela altyapı? Şehrin neredeyse tamamında yağmur yağdığında yürüyemeyecek hale gelen sokaklar var. Kentsel dönüşüm? 12 yılda sadece 12 daire yapılabilmiş olması tam bir başarısızlık hikâyesi. Ulaşım? Yetersiz hatlar, tıklım tıklım otobüsler, raylı sistemin gelişmemesi. Su? Türkiye’nin en pahalı su tarifelerinden biri Eskişehir’de uygulanıyor. Üstelik zaman zaman musluklardan gelen suyun kalitesi de tartışmalı hale geliyor. Diğer şehirlerde, belediyeler şehrin su ihtiyacını karşılamak için yeni barajlar yapıyor, ulaşımı rahatlatmak için raylı sistem ağlarını genişletiyor, trafik sorununu çözmek için köprü ve battı-çıktılar inşa ediyor. Eskişehir'de ise "bir açılış daha yaptık" diye alkış toplayan bir yönetim tarzı hâkim. Ama alkışlar artık eski coşkusunda değil. Çünkü vatandaşın yaşadığı gerçeklik çok farklı. Eskişehirli artık yalnızca şenlik değil, çözüm de istiyor. Gençler konserle mutlu oluyor ama iş de istiyor. Emekliler ücretsiz etkinlikleri seviyor ama ucuz ulaşım da bekliyor. Velhasıl şehirde yalnızca afişler değil, yollar da asfalt istiyor. Üstelik bu eleştirileri dile getirdiğinizde bir koro başlıyor: “Beğenmiyorsan başka şehirde yaşa!” Eskişehir'in hâlâ "Avrupa kenti" olduğuna inanan, eleştiriye tahammülsüz bir çevre, her sesi bastırmaya çalışıyor. Ancak artık herkesin şapkayı önüne koyması gereken bir döneme giriyoruz. Şehirler, vitrinle değil, mutfağıyla ayakta kalır. Eskişehir, bu haliyle büyük bir kültür köyüne dönüşüyor. Ne doğru düzgün büyüyor, ne kendini yeniliyor. Bu kısır döngü, vizyonsuzlukla birleşince ortaya "görüntüsü modern, ruhu yorgun" bir kent çıkıyor. Bugün hala "Avrupa şehriyiz" diyenlere tek sorum şudur: Avrupa şehirleri, altyapısı çökmüş, yatırım bekleyen mahalleleri festivalle avutmaz. Gerçek belediyecilik, göz boyamak değil; sorun çözmektir.
Teyfik Nezen |
151 defa okundu |
Son Haberler | |
![]() |
SEV başkanının ateşlediği tartışma büyüdü: Yunus Emre’nin Tartışması |
![]() |
Eskişehirli Çiftçiye 145 Milyon TL’lik Destek Ödemesi Başladı |
![]() |
TEI’nin Millî Motorları, TEKNOFEST Kıbrıs’ta Kıbrıslılarla Buluştu |
![]() |
Yunus Emre Haftası etkinlikler “Bu Yolun Ötesi, Yunus’un Türkçesi” konferansı ile başladı |
![]() |
GENÇ AR-GE Etkinliğiyle Öğrencilerden Girişimcilik ve İnovasyona İlham Veren Dokunuşlar |
![]() |
Protokolden Hayat Boyu Öğrenme Kurslarına Ziyaret |
![]() |
MEGEM’de 42. dönem mezuniyet heyecanı |
![]() |
2 Michelin yıldızına sahip tek Türk Şef Fatih Tutak’tan söyleşi |
![]() |
Bebekle kurulan bağ, bebeğin dünyasını şekillendiriyor! |
![]() |
Prof. Dr. Ayhan Altıntaş’a fitoterapi alanında ödül |